2 Nisan 2016 Cumartesi

SINAV SONRASI OKUL SIRALAMASI-1

'Okullararası rekabetin ticari boyutta yaşanmaması, öğrencilerin lise seçimi yaparken etkilenmesi,ortaya haksız bir rekabetin çıkma olasılığı ve özel okulların bu sınavda elde ettikleri dereceleri reklam olarak kullanmaları nedeniyle açıklanmıyor'
Bu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav sonrası okul sıralamasının kamuoyu ile paylaşımı konusundaki açıklamasıdır. Bazı sözler kulağa hoş geldiği için çoğunlukla doğru kabul edilir ya, bu da onlardan biri bence. Bu konular bir yazının sınırlarını aşacak boyutlu olduğundan konuyu 'bölerek' görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Öncelikle okul seçimi yapılırken 'etkilenme ve haksız rekabet' üzerinde durmak istiyorum. İşin akçeli kısmi özel okul ve reklam konusunu başka bir yazıda değerlendireceğim.
Eğitim verenin ölçmeyi -yani çoğunlukla sınavı- yapmadığı sistemlerde tabir yerinde ise 'takke düşer,kel görülür' durumu söz konusudur. Bu sınavlar iyi düzenlenmiş ise -mümkün olduğunca ve önemleri ağırlığında tüm konuları kapsayan, düzgün ve anlaşılır cümlelerle kurulu net sorulardan oluşturulmuş- gerçekten eğitim düzeyi hakkında önemli sonuçlar verir. Bu sonuçların bazılarını değerlendirebilmek için akademik bilgi gerekir ancak yararlanabileceği sonuçların kamuoyu ile paylaşılması da son derece önemlidir ki bunlardan biri de okulların bu sınavlardaki başarı sırasıdır.
Doğal olarak aileler çocukların iyi eğitim veren okullarda okumasını isterler. Aslında bu bugünün bir olgusu değildir; benim öğrenciliğimde de böyleydi öğretmenliğimde de. Kayıtların ikametgaha göre yapıldığı yıllarda,  istediği okulun bölgesine evini taşıyan çok sayıda ailenin var oluşu o dönemi yaşayanlar tarafından bilinen bir gerçekliktir. Bu konuda bir başka yöntem daha vardı ama dilerseniz burada onu gündeme getirmeyeyim.
Öğretmenlik yıllarımda en önem verdiğimiz şeylerden biri, çalıştığımız okulun bu tür sınav ve bilimsel yarışmalarda aldığı sonuçlardı. Bu alanlarda yaşadığımız başarılar bizi son derece mutlu ve motive ederdi. Bir başka okulun başarısının bizim önümüze geçmesi ise hem bizi üzer hem de bunun nedenleri üzerine kafa yormamıza neden olurdu; bunun için geri kaldığımız noktalarda neler yapmamız gerektiği üzerinde düşünür ve önlemler almaya çalışırdık. Bana göre, tam da bu nedenlerden ötürü bu sıralamaların açıklanması gereklidir. Açıklanmadığı zaman etkilenme olmuyor mu sanki? Hem de Ayşe Hanım'ın ya da Ahmet Bey'in söylediği sağlıksız 'dedikodu' kökenli etkilenmeler. İşte 'haksız rekabet' dediğiniz aslında burada ortaya çıkmıyor mu?
Şimdi kimilerinin 'sizin söylediğiniz gibi öğretmenler artık bu konuları kendilerine dert etmiyorlar' dediğini duyar gibi oluyorum. Bana göre hala öğretmenlerin büyük bölümü bu duyguları yaşıyor, yeter ki biraz da onların dediklerine kulak verebilelim.
Bu konular öğretmenler tarafından dert edilmiyor diye düşünüyorsanız, çözüm hem zor, hem de basit 'bu konuları kendisine dert edinen öğretmenler' yetiştirmelisiniz.
Saygıyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder