21 Aralık 2016 Çarşamba

BİR ANI, İKİ BAŞKAN: GÜNALP VE TOKER


Son zamanlarda sınav yolsuzluklarını duydukça içim bir daralıyor ki sormayın. Umutsuzluk kemiriyor beynimi. Kendi kendime 'bu işler nasıl düzelecek' diye sorup duruyorum, yanıtsız.
Kimi zaman geleceğe yönelik umutsuzluk kaplayınca, geçmişteki güzellikleri anımsayarak avunmaya çalışıyorum.
Sınav yolsuzlukları, sınav merkezinin bir zamanlar başında olan iki insanı hatırlattı bana. Altan Günalp ve Fethi Toker.
Yıllar önceydi, Altan Günalp'in ÖSYM başında olduğu yıllar.
Yabancı dille eğitim yapan ve başarısını kanıtlamış bir okulun iki öğrencisi,  akıllı ve sevimli iki kıza yardım ediyordum. Çocuklardan birinin Baba'sı, bir gün elinde bir kitapçıkla yanımıza geldi. Ankara'ya bir için gittiğinde yakın arkadaşı olan Altan Günalp ile buluşmuş konuşma sırasında kızının sınava hazırlandığını söyleyince Günalp'te ona bir soru kitapçığı vermiş ve demiş ki bu kitapçığı iyi incelesinler. Kitapçık geçen yıla ait sınav kitapçığı idi. Gülümsediğimi anımsıyorum ve ' Beyefendi bu kitapçıklar zaten okullarda şu sıralar dağıtılmaya başlandı, sizin çocuklarınıza da bugün yarın verirler, Günalp size söylediği 'bu kitapçığı iyi incelesinler' sözünü zaten her yerde kullanıyor, yeni bir şey değil' dedim. Belli ki Günalp arkadaşına sadece moral vermişti. Arkadaşının bu davranıştan ötürü şikayetçi olduğu izlenimini almadım. Aksine durumdan hoşnut görünüyordu. Şu anda isimlerini bile anımsamadığım bu iki öğrenci sınavda çok başarılı olmuşlardı.
Bir diğeri Fethi Toker, bildiğim kadarıyla Altan Günalp'in ekibindeydi. Emekliliği sonrasında çalıştığım eğitim grubunun bir başka biriminde danışman olarak bulunuyordu. Çalıştığı süre içerisinde çok yakın olduğumuz zamanlar oldu. Ama inanır mısınız kendisine 'hocam ÖSYM de bu sorular nasıl hazırlanıyor' diye sorma cesaretini bile bulamadık. Aslında soruların nasıl hazırlandığı da bizi pek ilgilendirmiyor çünkü eski dönemdeki sorular zaten kamuoyu ile paylaşılıyordu. Ama o sorunun cevabını da merak etmiyor değildik. Birlikte olduğumuz süre içerisinde ÖSYM aleyhinde kendisinden tek sözcük bile duymadım. Biz zaman zaman sorulardaki özensizlik nedeniyle ÖSYM eleştirdiğimizde de bizi sessiz olarak dinlemekle yetinirdi. Bu durumu benden daha yakın çalışma arkadaşı olan Mehmet Büge'ye sordum. 'Hoca bizi haksız mı buluyor' dediğimde Sayın Büge 'aksine' demiş ve eklemişti 'Fethi Bey ÖSYM yi çocuğu gibi görüyor ve onun bu şekilde eleştirilmesi kendisini çok üzüyor'.
Çok güzel bir kurumdu. Şahsen benim eleştirdiğim çok oldu ama bu eleştiriler sınav sorularındaki yanlışlık ve özensizlik nedeniyle idi. Böylesi sınav yolsuzlukları ile eleştirmeyi hiç düşünmedim, düşünmedik. Hatta zaman zaman böyle söylemlerle karşılaştığımızda bu söylemlere karşı çıkarak algı yaratılmaması konusunda dikkatli olmaya çalıştık. Çünkü o büyük emeklerle kurulmuş ve gelişmiş bir yapıydı, bu nedenle de yolsuzluk gibi algılardan onu korumalıydık.
Geriye dönüp baktığımızda 'zor kazanıp kolay kaybediyoruz' demeseydik ne güzel olurdu.
Günalp -şu anda aramızda değil- ve Toker -yaşadığını düşünüyorum- ekipleri ile birlikte çok güzel işlere imza attılar. Bildiğim kadarı ile son derece dürüsttüler.
Kendilerini ve arkadaşlarını saygı ile anıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder