4 Şubat 2017 Cumartesi

III.DÜNYA SAVAŞINA DOĞRU MU?

Bir süredir, dünya ABD başkanı Trump'ın davranışlarını herkes ilgiyle; ama kimileri endişe, kimileri ise övgü ile izliyor. Yalnız Trump mı? Her ülkede Trump gibileri var aslında, ancak Trump'ın bu kadar ilgi çekmesi sanırım ABD nin gücünde saklı. Tüm ülkelerde bu türden liderler ve yandaşlarının sayısı artıyor olmasını endişe ile izlememek ne kadar olanaklı ki?
Tarih boyunca ulusların kurtuluş savaşları dışındaki savaşların temelinde ekonomik sorunların olduğuna inananlardanım. Hatta kurtuluş savaşlarında da kurtulmaya çalışan ülkeye saldıranların da bu saldırıyı ekonomik nedenlerle yaptıklarına inanırım. Ancak büyük kitleleri bu savaşlara zorlamanın temeline konulan harç insanların aidiyetidir. Kutsallarıdır. Ortaokul sıralarında bir öğretmenimiz şöyle demişti. 'Savaş yıkım ve yoksulluk getirir, yoksulluk çalışma getirir, çalışma zenginlik getirir, zenginlik gurur getirir, gurur savaş getirir ve bu böyle sürer'. Bu söze tabi ki katılmayabilirsiniz ama savaşın serüvenini ortaokul öğrencisine çarpıcı bir biçimde anlatan bir sözmüş ki bu günlere kadar aklımda kalmış.
Albert Einstein, 'üçüncü dünya savaşını bilmem ama, dördüncüsü kazma kürekle yapılacak' derken çok önemli bir tehlikeye o zamanlardan dikkat çekmek istiyordu sanırım. Kimileri de bir dünya savaşının felaket getireceği tehlikesi nedeniyle bu savaşın asla olmayacağını, bunun yerine 'silah ekonomisinin' yerel savaşlarla yetineceği düşüncesindeler. Ben de öyle düşünenlerdendim, 'böyle bir savaşı kazananın olmayacağı' gerekçesi ile. Ancak bu aşırı sağcı liderlerin sürekli  tehdit dolu söylemleri ve dünyada giderek artan ötekileştiricilik, ardından gelen ekonomik sorunların bir türlü aşılamaması, kapitalizmin karşısında sosyalizmin başarısızlığı bu düşünceyi yavaş da olsa terk etmeme neden oldu.
Lafı uzatmaya gerek yok. Artık bir III. Dünya Savaşının olanaksız olduğu düşüncesinden uzaklaşmaya başladım. Kim bilir 'kıyamet' denilen olgu belki de bu olacak. Savaşı yitiren herhangi bir ulus olmayacak ama kazanan çıkaranlar olacak. İnanıyorum ki bu savaşa karar verenler savaş sırasında dünyada olmayacak, ve dünya dışında uzayın bir köşesinde oluşturdukları yaşam üssünden Dünya'yı izleyecekler ve de belki  savaş sonrası -bir şey kalırsa- Dünya'ya geri dönecekler.
Tatil sabahı bu olumsuzluk nereden çıktı şimdi derseniz, ülkeleri yönetenler ve yönetmeye aday olanları izledikçe insan ister istemez böyle düşüncelere kapılıyor. Allah'tan okuyan çok olmuyor da yazılanlar, berberin kuyuya doğru 'Midas'ın kulakları eşşek kulakları' söyleminden öteye gitmiyor.
Dünya nimetlerinin -çok aç gözlü olmamak koşuluyla- hepimize yeteceği ve günün birinde hepimizin öleceği ve de bu nedenle bile bir birimizi öldürmenin mantıksızlığını anlamamız çok mu zor acaba?
Savaşsız bir Dünya'ya günaydın diyebilmek umuduyla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder