27 Mart 2016 Pazar

EĞİTİCİ OLMAYAN EĞİTİMCİLER(!)

Aslında bu gün bir daha yazmayacaktım. Ancak bu akşam dinlediğim 'eğitim' ile ilgili bir haber üzerine yazmadan duramadım. Aslında yazmak da çok bir şey değiştirdiği yok da yüreğimizi ferahlatmaya çalışıyoruz hepsi o.
Eğitim Bir Sen'i duymuşsunuzdur. Hani o ünlü 4+4+4 ün yılmaz savunucuları. O dönemde şimdiki Sayın Bakan Komisyon Başkanı idi. Tasarı üzerinde tartışmak yerine milletvekillerine koruma görevlisi gibi önlem aldırarak tasarıyı komisyondan geçirmişti. Daha sonra da sanki sistem tıkır tıkır çalışarak eğitim dünyamıza olumlu bir katkı yaptı ve sonuçları da dünyada yankı bulmuş gibi Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bir yut dışı gezisinden döndüğünde, 'bize bu güzel sistemi nasıl oluşturdunuz diye soruyorlar' anlamına gelecek sözlerini duyduk. Artık sistemin eğitim dünyamıza katkıları hakkında karar vermek için eğitimci olmaya gerek yok her halde. O tasarının ne ölçüde gerçek eğitimciler tarafından hazırlanmış ve tartışılmış olduğu kuşku götürür durumdaydı. Daha sonra bu eğitim bir sen ileri gelenleri 'karma eğitimin pedagojik olmadığı' yönünde beyanları oldu. Kız çocuklarını bazı muhafazakarların okula göndermediği, onları okula çekebilmek için 'kız okullarına' gerek olduğu -doğru olmasa bile- başka, karma okulların pedagojik olmadığını söylemek başka şeydi. Kız ve erkek öğrencilerin aynı okulda okumasını sakıncalı bulan yine bu sendika yöneticileriydi. Onlara göre kız ve erkek öğrenciler 'ateş ile barut'tu ve aynı ortamda bulunurlarsa ders izleyemez hep akılları başka yerde olurdu. Tabi bu arada uluslararası sınavlarda nasıl oluyor da karma okul öğrencilerinin başarılı olduğu sorusu askıda kalıp duruyordu.
Ve şimdi genel başkan yardımcısı şöyle buyurdu 'eğitim sistemimizde kemalizmin etkilerini tamamen silmeliyiz. Bizim bir medeniyet problemimiz var'. Doğrudur öyle bir problemimiz var da bunun nedeni de kemalizm değil. Her kesin merak ettiği ise, eğitimde kemalizmin etkisinin neler olduğu ve bunu kaldırılıp yerine neyin getirilmek istendiği ise yine havada kaldı.
Bir fizik öğretmeni olarak 'kemalizm'in hiç bir olumsuzluğu hissetmedim. Tabi yıllık ve bir dönemde uygulanan günlük planlarda Atatürk'ün konularla ilgili sözlerini öğrencilerle paylaşıp açıklamak dışında. Atatürk'ün basınç ya da dinamik konuları ile ilgili bir söylemi yoktu. Ancak ülkenin ileri uluslar arasında yer alabilmesi için bilim ve sanatta gelişim göstermesi gerektiği yönünde söz ve çabaları vardı. Kimi aklı evvellerin sabahtan akşama kadar yüz defa 'Atatürk' derseniz Atatürkçülük yaşamımızın değişmez bir olgusu olur mantığı dışında eğitim dünyamızda medeni dünya ile çelişen neyini saptamışlardı ki.
42 yılını 'aktif eğitime' vermiş biri olarak bu tür söylem ve davranışlardan son derece rahatsız oluyorum ve ülkemizin bu eğitici olmayan eğiticilerin etkisinden bir an önce kurtulmasını diliyorum.
Saygıyla...

2 yorum:

  1. İşte şimdi, bir düzene, bir disipline girdin be kardeşim. Hayırlı olsun alpdar. Tebrikler.

    YanıtlaSil
  2. İşte şimdi, bir düzene, bir disipline girdin be kardeşim. Hayırlı olsun alpdar. Tebrikler.

    YanıtlaSil